Bugün Türkiye Cumhuriyeti’mizin 101. yılını kutluyoruz. Gazi Mustafa Kemal ve Milli Mücadele kahramanlarının binbir yoklukla yaktıkları isyan ateşinin kıvılcımları ve alevleri yüz yıldır yolumuzu aydınlatıyor. 1071’de Sultan Alparslan’ın Malazgirt’te büyük bir zaferle, ebedi yurt olarak kapılarını açtığı Anadolu’da 953 yıldır varlığımızı hep birlik ve beraberliğimize, zor zamanlarda sımsıkı bir yumruk gibi kenetlenmemize borçluyuz. Bin yılda kara geceler gördük. Ne kara geceleri geçirdik bu coğrafyada. Ama her seferinde şafak söktü ve gündüzlere, güneşlere uyandık. Her şey bitti, harita parçalandı, sancak düştü denilen her seferde bu aziz millet bir yiğidinin etrafında kenetlendi, küllerinden yeniden doğdu ve dimdik doğruldu. Her seferinde ocak tüttü, meşale yandı ve yol aydınlandı. Çünkü bu meşalenin alevi, ışığı, imanımızdandır. Yakmak, yok etmek için değil aydınlatmak ve yol göstermek için yanar. Bu ateş, bu milli meşale kıvılcımını Malazgirt’ten alır; bu meşale ruhunu Haçlı Seferleri karşısında aşılmaz kale olan Kılıçarslan’dan alır; İstanbul surlarını imanla parçalayan Sultan Fatih’ten alır; bu meşale alevini, topraklarımızda valilik yapmış, devletin ömrüne ömür katmış, tarihin gördüğü en büyük mareşallerden biri olan Yavuz Sultan Selim’den alır. Meşale yerlere düşmüş ve son kıvılcımlar körelmiş zannedilirken, Gazi Mustafa Kemal ve Milli Mücadele kahramanları, yaşlısından gencine, kadınından erkeğine topyekûn bir millet, son can soluğuyla karanlıkları yırtan bu alevi harlamış ve bugün bize emanet etmiştir. Bugün vazife bizlerdedir; yarın bu vazifeyi yüklenecek olan evlatlarımıza emanet ederken bir adım daha ileri atmanın azmi ve kararlılığında olacağız.

Değerli hemşerilerim,

hemşehrimiz Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bir gelecek vizyonu olarak Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını, Anadolu’daki varlığımızın bin yılını Türkiye yüzyılı olma hedefiyle bu gaye için yorulma bilmeksizin aşkla, şevkle ve heyecanla çalışacağız.  Bu önümüzdeki yüzyıl, Anadolu’daki varlığımızın bininci yılı; gençliğin yüzyılı olacak teknolojinin yüzyılı olacak, başarının yüzyılı olacak, azim ve gayretle çalışmanın yüzyılı olacaktır. Geçmiş  yıl ve bin yıl bizimdir; zaferden zafere koştuk. Gelecek yıllar, yüzyıllar, bin yıllar bizim olacak. Bunu istiyorsak hedefler koyacağız; 2053 ve 2071 gibi bizi kendimize getirecek, ruhumuzu hatırlatacak, ufkumuzu açacak nirengi noktaları, istinatgâhlar koyacağız. 50 yıl, 100 yıl önce pencerelerinden bakıp bugünün hayalini seyredenler, bugünün müreffeh Türkiye’sinin hayalini kurdular. Bizlerde pencerelerimizden bakıp bugünün bayramında geleceğin hayalini kuracağız; 2053'ün, 2071'in, gelecek yüzyılın, gelecek bin yılın büyük Türkiye’sinin hayalini kurup o ideallerin, o yolların taşlarını döşeyeceğiz. Bunu da imanımızdan, şanlı mazimizden, kahraman ecdadımızdan, birlik ve beraberliğimizden, sarsılmaz gücümüzden alacağımız ilhamla yapacağız. Eğitimde, kültürde, sanatta, sporda, ekonomide, savunma sanayinde hülasa her alanda en iyi ve en güçlü olmak için çok ama çok çalışacağız.

Değerli hemşehrilerim, sevgili gençler. Geçtiğimiz hafta en stratejik birimlerimizden birisi olan havacılık ve uzay sanayimize yönelik terör saldırısında, saldırının hemen akabinde şehitler varken bombaların sesleri patlarken, toz duman kalkmamışken küllerin tozların arasından çıkıp aynı iman ve inançla hainlere inat daha çok çalışıp daha çok üreteceğiz diyen kardeşimiz gibi, kendimizi güçlendireceğiz. Etrafımızda olup bitenlere inat, önümüze kurulan engellere inat, terör belalarına inat, pusulara inat daha çok çalışacağız ve daha çok üreteceğiz.

 Değerli hemşehrilerim, kıymetli gençler; bu duygularla son ve ebedi devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’mizin yüz birinci kuruluş yıl dönümünü gönülden kutluyor, bu özel günde, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, milli mücadele kahramanları, ülkemizin bugünlere gelmesinde emeği olan, alın teri olan, göz nuru olan tüm yöneticilerimizi, canlarını ortaya koyan gazilerimizi ve canlarını feda eden şehitlerimizi saygıyla, hürmetle, rahmetle ve şükranla yad ediyorum. Ve sözlerimi, meşalelerimizden bir tanesi olan, her daraldığımızda bize ışık gösterecek olan İstiklal Marşı’mızdan iki dizeyle tamamlıyorum:

“Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı,

Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı,

Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şüheda Fışkıracak toprağı sıksan şüheda!

Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda.

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.”

Cumhuriyetimizin 101. yılı ve Cumhuriyet Bayramı’nız kutlu olsun.

İhsan Selim BAYDAŞ

Rize Valisi